Cezayirli Baş Aubabas, 7 kamer ilk ak kan sisteminden kaynaklı sol akciğerinin tamamını şamil balaban tıpkı tümör ile dünyaya geldi. Koku almakta zorlanan Aubabas’a ülkesindeki doktorlar, ur kalbin hızla yanında ve şişman damarlara yakın olduğu üzere cerrahi müdahale etmeye atılganlık edemedi. Ur, kalbe fena hâlde edisyon yapmaya başladığı için birkaç aylık ömrü küsurat minik Emir için ailesi serencam tılsım adına İstanbul’a geldi. Burada Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Meram Şimşekli Fener ve Doç. Dr. Melih Atak eliyle ivedili olarak ameliyata alınan Aubabas’ın boynundaki, sol akciğerindeki ve döş kafesindeki kütle çıkarıldı. Dünyada kıymetli adına gerçekleştirilen 6 saatlik tıpkı operasyonla sağlığına munsap Kumandan, 20 çağ tehlikeli bakımda kaldıktan sonradan taburcu edildi.
Cezayirli Kumandan Aubabas’ın akciğerleri henüz asıl karnındayken gelişimini tamamlamamıştı. Doğduğunda koku almakta pürüz çeken Kumandan’e kendi ülkesinde sol akciğerinin tamamını kaplayan lenfanjiom (lenf sisteminden kaynaklı iri bire bir ur) teşhisi konuldu. Ailesi bir nice doktora başvurdu ancak tümör kalbin beraberinde ve nazik damarlara mail olduğu için ülkesindeki cerrahlar operasyona cesaret edemedi. Bunun üzerine doktor arayışına giren aile, Cezayir’deki tıpkısı sağlık kurumuna başvurdu. Türkiye’bile kudretli hekimler olduğunu öğrenen karı İAÜ VM Medical Park Yeri Florya Hastanesi’nden Bala Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Meram Çakar’a ulaştı ve İstanbul’a geldi. Yapılan tetkikler sonucu Op. Dr. Uğur Şimşekli Fener ve Yavru Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Melih Akış eliyle operasyona alınan Amir çağa, 6 saat sonradan boynundaki, sol akciğerindeki ve sine kafesindeki kitleden kurtuldu. Fakat bu ameliyattan sonraları bile şilotoraks (lenfatik damarların hasarlanması sonucu oluşan sütümsü sıvı) denilen bire bir durumla karşılaşan 7 maaş Emir çağa ikinci el ameliyata makbuz. Bu el bile 4 saat süren operasyonun peşi sıra sağlığına mülaki Bey, 20 çevrim korkulu bakımda kaldıktan bilahare taburcu edildi.
‘ONLARIN SÖYLEDİKLERİNİ DİNLEYİP HİÇBİR MADDE YAPMADIK’
Ağababa Sofiane Aubabas, bebeğinin akciğerleri gelişmeden doğduğunu rapor ederek, ‘Ülkemizdeki etibba Emir’in akciğerinde ayrımsız kist saptadı, hem akciğerinde hem de boğazında ayrımsız kist olduğunu söylediler. Bazı doktorlar çocuğumun akciğerindeki kistin alışılagelen olduğunu ve bu kist ile alışılagelen bire bir sahn sürdürebileceğini söyledi. Onların söylediklerini dinleyip tek özdek yapmadık. Bu bizim yaptığımız yeryüzü şişman hataydı. Zira beş altı kamer sonradan kist henüz dahi büyüdü ve kalbine güçlük yapmaya başladı. Ayrıksı hastanelere tekrar başvurduğumuzda oradaki doktorlar dahi şimdilik engelleme edilmesine lüzumlu olmadığını söyledi. Bazıları ise hakeza bire bir vakayı ilk kez gördüklerini söyledi’ şeklinde konuştu.
‘TÜRK DOKTORLARINA ÇOK TEŞEKKÜRNAME EDİYORUM’
Kendi ülkelerinde bu konuda eksper cerrahi hekimlerin bulunmadığını belirten Aubabas, Türkiye’ye uzanan otama sürecini şu şekilde anlattı:
‘En akıbet görüştüğümüz operatör çocuğun ameliyatı kaldıramayacağını düşündü. Zira çocuğumun boynunda, akciğerinde, akciğerinin altında ve makatında kistler büyümeye bitmeme ediyordu. Boynundan akciğerinin altına büyüklüğünde açılıp kistlerin alınması gerektiği amacıyla doktor bunu çocuğun kaldıramayacağını düşündü ve bunun için yapacak mukavemetli ayrımsız şey olmadığını söyledi. Bunun üzerine, eşim araştırma yapmaya başladı. Sonra kendi ülkemizdeki bir afiyet kurumuyla görüştük. Keyif kurumu bize Türkiye’üstelik bu konuda muvaffakiyetli cerrahlar olduğunu söyledi. Oradan üstelik Türkiye’de Medical Park Yeri Hastanesi’nden Hedef hoca ile irtibata geçtik. Meram öğretmen faaliyetler sürecinin pekâlâ olacağı üstüne suret ile bilgilendirme yaptı. Görüşmelerimiz sonrasında derakap ara sınav işlemlerine başvurduk. Oldukça acul benzeri şekilde Türkiye’ye geldik. Geldiğimiz önce dönem sarıklı ile görüştük. Sonradan bile faaliyetler için planlar yapıldı. Çocuğumun ameliyatı muvaffakiyetli benzeri şekilde gerçekleştirildi. Çocuğum şu anda gayet metin görünüyor. Türk doktorlarına hele Meram hocaya ve ameliyatı gerçekleştiren takım arkadaşlarına, Ferhat hocaya çok teşekkürlerimi iletiyorum. Onlara çokça minnettarım. Çocuğumun hayatını kurtardılar’ dedi.
‘ÜLKEMİZDE YAPABİLECEK BİR ÖZ OLMADIĞINI SÖYLEDİLER’
Hamileliğinin 7’nci ayında bebeğinin salim akciğerinin gelişmediğini öğrenen asıl Radia Bessalem, Türkiye’ye gelmeden önce çocuğunun esenlik durumunun haddinden fazla kötü olduğunu ve zaman alırken balaban tıpkısı çaba gider ettiğini söyleyerek, ‘Buradaki doktorlara ve bilcümle çalışanlara çokça teşekkür ediyorum. Buraya geldik ve çocuğumun hayatı kurtuldu. Ülkemizde yapabilecek bire bir husus olmadığını söylediler. Şu anda çocuğum gayet sağlıklı. Allah’a şükürler olsun’ dedi.
‘KİTLEYİ ÇIKARMASAYDIK BIREY ŞANSI KALMAYACAKTI”
Bey’in ameliyatını gerçekleştiren Bala Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Erek Şimşekli Fener, ‘Kumandan bize geldiğinde 7 aylıktı. Cezayir’de yapılan tetkiklerde sol akciğerini tamamen şamil bir kitleden bahsediliyordu. Oradaki canlandırma akciğer tümörü şeklindeydi. Tığ burada zat tahlillerimizi ve tetkiklerimizi yaptık. Baş’de çok az rastlanan sol akciğeri ağız ağıza kaplayan, üste durmaksızın büyüklüğünde genişlik gösteren tıpkı lenfanijom yani lenf sisteminden kaynaklı benzeri tümörü olduğunu belirleme ettik. Bu operasyonlar ve vakalar dünyada kıymetli kendisine görünen vakalardır. Tığ mukteza hazırlıklarımızı yaptık. Burada Doç. Dr. Melih Akış ile alay malay operasyonu planladık. Operasyon gayet kudretli geçti. Boyundaki, sol akciğerdeki ve bağır kafesi kitleyi muvaffakiyetli bir şekilde çıkardık. Sonrasında üstelik hastamızı metin bire bir şekilde ülkesine göndereceğiz. Sayrı faaliyetler olmasaydı şöyle bire bir problem olurdu; bu akciğerdeki kütle, artık kalbine bile bası yapıyordu. Döş kafesinin içinde mevcut şişman damarlara kadar tab yapıyordu. 7 ay filhakika çıktı fena hâlde müterakki benzeri süredir. Kâh önsezi kaynaklı problemler üstelik adım adım gelişmeye başlamıştı. Kitleyi çıkarmasaydık birey şansı kalmayacaktı’ diye niteleyerek konuştu.
‘AMELİYATI BAŞARIYLA NETİCELENDİRDİK’
Bala Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Melih Atak dahi ameliyat sürecini şu şekilde aktardı:
‘Hastamız bize geldiğinde bağır bölgesini dolduran devasa aynı kitlesi vardı. Boynunda de bire bir kitlesi mevcuttu. Bu devasa kütle akciğer gelişimine cevaz vermiyordu. Bir zamanda boyunda düzlük alan toplardamarlarda tıpkı baloncuk mevcuttu. Hastanın ameliyatı ağırlık oldu. Ayrımsız zamanda bu kitle aynı miktarda enfekte olduğu amacıyla de haddinden fazla sertti, genelde böyle kaba kitleler görmeyiz. Kitleyi çıkarttıktan sonraları gördük ki hastanın tıpkı akciğeri var. Sol akciğer iki lobludur ve iki akciğer lobu da kaslı. Bu ameliyattan sonra hastamızda sütümsü likit dediğimiz benzeri ebat gelişti. Ahşa bölgesinde yapılan ameliyatları sonrasında genelde bu durumu görürüz. Bilahare tığ bu çocuğu ikinci öğün operasyon yazar bu lenfatik damarları kapatmak zorunda kaldık. Bu kadar aşağılık bire bir çocukta ameliyatı başarılıyla neticelendirdik. İlk ameliyat kestirmece 6 saat, ikinci cerrahi müdahale ise 4 saat sürdü. Sonucunda çocuğumuz anevrizmasından, kitlesinden ve sütümsü likit dediğimiz klinik tablodan kurtuldu. Umumi durumu bol. Hastamız yegâne akciğerle dümen etmişti. Şu anda değişik akciğerinin da gelişmesini bekliyoruz. Onun için fizik tedavisi yapılıyor. Tedaviler uyguluyoruz.’
‘YOĞUN BAKIMDAN TABURCU ETMEYİ BAŞARDIK’
Yavru Bati Bakım Uzmanı Dr. Akademisyen Ferhat Solgun ise Kumandan’in iki ayrı ameliyat sonrası iki nöbet çocuk güç bakıma alındığını söyleyerek, ‘Her ikisinde birlikte entübe haldeydi. Nezif kontrolü, enfeksiyon ve beslenme kontrolü gibi bu büyüklüğünde bayağı benzeri hastada bu süreci yönetmenin oldukça baskı olacağını adisyon ediyorduk. Bu sürecin böylece yoz bebeğimizi ağız ağıza bakış havasında solur ve oksijenden kurtulmuş ayrımsız halde yavaş bakımdan taburcu etmeyi başardık. İki yatışta bütün 20 aktarılma misafirimiz oldu. Haddinden Fazla balaban operasyonlar geçirdi, iki operasyonda liyakatli aynı şekilde geçti’ dedi.
