Türk-İş Genel Sekreteri Kavlak: İçimize sinmeyen bir şey olursa imzalamayız

TÜRK-İş Umumi Sekreteri Pevrul Kavlak, asgari sevap rakamı ile ilişik, “Biz bu sene ölçü açıklamadık. İşverenler ayrımsız misil açıklasın görelim, vekâlet rakamını söylesin görelim. Sırtımızda er bezi küfesi yok. Beğenmediğimiz aynı ölçü çıkarsa ‘bunu imzalayacaksın’ diye niteleyerek zorlayan bile namevcut. İçimize sinen, toplumun büyük kesimleri vasıtasıyla kabul edilebilir aynı ecir olursa seve seve imzalarız; ama içimize sinmeyen aynı madde olursa bunun altına imza atmayız” dedi.

Minimum Ecir Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısına iştirakçi tarafını temsilen katılan Türk-İş Umumi Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, basın toplantısı düzenledi. Kavlak, minimum ecir belirlenirken öncelikle yapılması gerekenin antant şartlarının belirlenmesi olduğunu belirterek, “Mevzuatımızda minimal ücret; ‘işçilere normal tıpkısı çalışma günü karşılığı ödenen, işçinin gıda, konut, giysi, keyif, erişim ve hars üzere mecburi ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden minimal düzeyde karşılamaya yetecek ecir’ olarak tanımlanmaktadır. Bugün itibarıyla günce net minimal sevap takkadak 183 TL seviyesindedir. Bu tutarla, işçinin ailesiyle birlikte temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi kabil değildir. İşçiler kendisine talebimiz yaşanabilir bire bir ücretin hep birlikte belirlenmesidir. Öncelikle yapılması müstelzim, günün fiyatları üzerinden inikat şartlarının belirlenmesidir. Anayasamızın 55’inci maddesi da buna meni etmektedir” diyerek konuştu.

‘EMEĞİN BÜYÜMEDEN ALDIĞI HISSE GERİLEDİ’Sermayenin büyümden aldığı behre artarken emeğin büyümeden aldığı payın azaldığını belirten Kavlak, “Ekonomide rekabeti düşük ücretle ulaşmak konusunda yaklaşımlar makul değildir. Bu anlamda, konuşu büyümenin sürdürülebilir olması birlikte önemlidir. Bunun amacıyla büyümenin etraflı olması gerekir. Etkin kesimler, ülkede sağlanan büyümeden, eşit biçimde nasip dilek etmektedir.  Bakınız, serencam açıklayan resmi rakamlara göre, ülkemiz üçüncü çeyrekte yüzde 3.9 oranında büyümüştür. Fakat güzeşte yılın üçüncü çeyreğine bakarak sermayenin bu büyümeden aldığı pay, yüzdelik 54.6’dan yüzde 55’e yükselmişken, emeğin bu büyümeden aldığı hisse, yüzde 29,8’den yüzde 26,3’e gerilemiştir. Bu rakamlar ortadayken, bazen sermaye gruplarının minimum sevap artışının rekabeti engelleyeceği yönündeki açıklamaları, kendilerine işçi değil, kul aradıklarının belgesidir” ifadelerini kullandı.’ÜCRETLİ ÇALIŞANLAR ÜZERİNDE AĞIR BİR VERGİ BULUNMAKTADIR’Mevcut vergi sisteminin çalışanların üzerinde bire bir yük olduğunu bildiren Kavlak, “Çalışanların tıpkısı mefret beklentisi da, vergide kalıcı tıpkısı adaletin sağlanmasıdır. Ücretli çalışanların sene içre yaşadıkları alacak kaybının önüne geçilmesidir. Türkiye’de ücretli çalışanlar üzerinde ağır sıklet ayrımsız algı bulunmaktadır. Yılın başında alınan kesin sevap, vergi kesintileri dolayısıyla ilerleyen aylarda anbean azalmaktadır. 2002 yılında dirimsel vergisi tarifesi brüt minimum ücretin 22,9 zalimce iken, günümüzde takkadak 4,9 katına balya gelmektedir. Herhangi Bir güzeşte yıl işçinin ücretinden eksilmektedir. Ücretliler alelumum ‘çakılı gelirli’ namına tanımlanır. Meğerse mevcut vergi yapısıyla ‘azalan gelirli’ namına tanımlanması gerekmektedir” diye niteleyerek konuştu.Dolaylı vergilerin mecmu alacak gelirlerinde yüzde 70’lere ulaştığını ve bu durumun çalışanlar üzerindeki yükü elan artırdığını tamlayan Kavlak “Anayasamızın 73’üncü maddesi layıkıyla, yapılması müstelzim, ‘az kazanandan bir iki, haddinden fazla kazanandan haddinden fazla’ rüşvet alınmasıdır. Oysa Türkiye’üstelik dirimlik ve rüşvet üzerinden alınan verginin kestirmece 3’te 2’si ücretliler yoluyla ödenmektedir. Bilvasıta vergilerin ağırlığı bile, Türkiye’deki algı sistemini henüz da adaletsiz benzeri ağıl getirmektedir. Mecmu kazanç gelirleri ortamında yüzde 70’lere vasıl dolaylı vergiler çalışanların idrak yükünü elan üstelik artırmaktadır. Sıkıntılı ve sabit gelirli serbest kesimlerin beklentisi, çağdaş ve adaletli tıpkı alacak sisteminin oluşturulmasıdır. Bu kapsamda, rüşvet oranları ile gelir vergisi tarifesinde ücretliler lehine alt bölüm yapılması gerekmektedir” dedi.’20 YILDA ASGARİ ÜCRET 30 INTAÇ ARTMIŞ ‘Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın asgari ücret ümit anketine ilgili soruya Kavlak, “Sonuç 20 yılda asgari ücrete 29.8 kat yani 30 intaç remiks yapılmış. Ayrımsız ahit diliminde ortalama işyar maaşları 16 itmam kalık, amme işçisi maaşı 14 hatim artmış, averaj iştirakçi emekli maaşları 16 mezuniyet kalık, işyar emekli maaşları 13 hatim kalık. Yani minimum ücretin 30 ikmal artmasına karşın bugün Türkiye münasebet minimal ücreti konuşuyor? Yetmediği amacıyla konuşuyor” dedi.’SIRTIMIZDA YUMURTA KÜFESİ YOK’Kavlak, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın “Minimum sevap müzakeresi 7 bin 785 TL’den başlayacak, nereye çıkabiliyorsa çıkma” ifadelerine ilişik soruya ise “Pazarlıklar oradan başladı diye niteleyerek orada bitecek diyerek aynı kural yok. Biz bu sene cirim açıklamadık. İşverenler bir ölçü açıklasın görelim, vekâlet rakamını söylesin görelim. Sırtımızda haya küfesi bulunmayan. Beğenmediğimiz bir miktar çıkarsa ‘bunu imzalayacaksın’ diye zecrî bile bulunmayan. İçimize sinen, toplumun iri kesimleri yoluyla akseptans edilebilir aynı ücret olursa seve seve imzalarız; amma içimize sinmeyen tıpkısı şey olursa bunun altına imza atmayız” dedi. Kavlak, evvel toplantının olumlu ayrımsız havada geçtiğini üstelik kaydetti.

Share: