Hayvanlarda tanıdık şap hastalığı âdem sağlığı amacıyla riziko oluşturmuyor

Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilgelik Dalı Başkanı Prof. Dr. Eder Yeşilbağ, Türkiye’birlikte şap hastalığının henüz önce tek görülmeyen kullanılmamış tipi olan SAT-2 varyantının ortaya çıkmasının insan sağlığı yönünden huzursuz edici yönünün bulunmadığını bildirdi.

Yeşilbağ, AA muhabirine, şap hastalığının Türkiye’dahi tanıdık ve çok uzun yıllardan beri görülen benzeri hastalık olduğunu söyledi.

Hastalığın, geviş getiren çiftlik hayvanlarında, sığır, koyun ve keçilerde rastgele sene ayrı ayrı bölgelerde az yahut haddinden fazla görüldüğünü belirten Yeşilbağ, Türkiye’da bununla ilgilendiren kontrol savaş programı uygulandığını ve değme sene Ekincilik ve Orman Bakanlığınca iki periyot halinde aşılamaların yapıldığını dile getirdi.

Şap hastalığının etkilerine değinen Yeşilbağ, “Özellikle sığırlarda kırıcı tevessül etmek üzere kavşak boşluğunda lezyonlar, vasıta üstünde vezikül dediğimiz içi hazır para mahmul keseciklerin oluşmasıyla, ayaklarda esasen analog bulgular ve topallıkla karakterize tıpkı çor. Bulaştırılma özelliği haddinden fazla faziletkâr, haddinden fazla aceleci bulaştırılıyor fakat öldürücülüğü çokça elan bağan olan bire bir hastalıktır. Asıl önemini ortaya çıkaran laf ekonomik namına cesim kayıplara etken olmasıdır. Zımnında şap hastalığı hayvancılık açısından cesim etkiler doğurabilir ve arama tedbirleri kesinlikle vasıtasız bırakılmaması müstelzim aynı hastalıktır.” diyerek konuştu.

Prof. Dr. Yeşilbağ, bu virüsün 7 değişik serotipi bulunduğunu, bunlardan birinin SAT-2 olduğunu aktardı.

Söz konusu varyantlardan hiçbirinin diğerine karşı meleke göstermediğini vurgulayan Yeşilbağ, şöyle devam etti:

“Yani birbirine alın siper sağlamayan virüs tiplerinden bahsediyoruz. Bunun Türkiye’de elan geçmiş bildik 3 serotipi vardı. Serotip O, Serotip A ve Serotip Asya-1 olan 3 serotip görülüyordu zaten. Şimdi bu eskimemiş bildirilen vakalarla 4’üncü bire bir serotip yani SAT-2 serotipi Türkiye’ye girmiş oluyor. Esasında bunu biz bekliyorduk. Yani Türkiye’ye gelebilme olasılığı bulunduğunu biliyorduk. Hele Afrika’üstelik, Şark Afrika’dahi daima kâin tıpkı virüs tipi. Sonuç dönemlerde 2000’li yıllardan itibaren Kuzey Afrika, Akdarı, İsrail kadar esasen Fellah Yarımadası’na ve sonrasında da Irak’a sirayet ettiğini biliyorduk. Zımnında Türkiye’ye girmesi muhtemel virüslerden biriydi.”

Bu nev farklı virüs tiplerinin ülkeye girmesi halinde çokça hızlı yayılabildiğine belen eden Yeşilbağ, tahminî 10 yıl Asya-1 serotipi ülkeye girdiğinde analog bir durumun yaşandığını anlattı.

“Şap hastalığına alın beğenilen haddinden fazla liyakatli konvansiyonel aşılarımız var”

Hastalığın görüldüğü 8 mihraktan bahsedildiğine değinen Yeşilbağ, “Yani hastalık görülen mihrak köy mümkün, çiftlik olabilir, karantina altına münfail durumda.” ifadesini kullandı.

Yeşilbağ, şap hastalığının kesin tedavisinin bulunmadığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

“Mücadele ve kontrol üzere yapacağımız asıl icraat, hareketliliği kısıtlamaktır yani karantina uygulamasıdır. Bununla ilgili Bakanlığın zannediyorum çokça dinsiz benzeri tedbiri şu anda elhak devrede. 81 ilde hayvan pazarı kapatılmış ve hayvan hareketleri kısıtlı durumdadır. Başka bir tedarik, aşılamadır. Şap hastalığına karşı kullanılan haddinden fazla kudretli konvansiyonel aşılarımız var. Bunlar çoklu aşılar şeklinde uygulanıyor. Tığ ‘polivalan’ diyoruz buna yani birden çok tipini içeren aşılardır. Türkiye’üstelik şimdiye büyüklüğünde trivalan aşılar yürürlükteydi, kullanımdaydı. O, A ve Asya-1 serotipleri uygulanıyordu. Bu demektir ki bundan sonraki dönemde uyguladığımız aşılara SAT-2 serotipini da eklememiz gerekiyor. Bunu eklediğimiz ant tabii ki mahsus bire bir çağ da gerekiyor Türkiye çapında telkih amacıyla. Gine bu aşıların hazırlanıp yeteri miktarda sahaya sunulabilmesi için muhtemelen bire bir döneme da ihtiyacımız var. Bu dönemi çokça nazik, haddinden fazla titiz yönetmemiz gerekiyor.”

Prof. Dr. Şayan Yeşilbağ, SAT-2 varyantı özelinde şap hastalığının insanlara mürur ihtimali konusunda birlikte değerlendirmelerde bulundu.

Şu anda insanlar amacıyla acı ayrımsız durumdan bahsetmenin tür olmadığını dile getiren Yeşilbağ, “Şap hastalığı hayvanlardan insanlara bulaşma olasılığı deklare ayrımsız hastalıktır amma bu çokça hayatiyetli aynı ihtimal değildir. Yani şap hastalığı mefret bire bir zoonoz değildir. Bir Zaman sınırlı sayıda vakalar deklare amma bu bahsettiğim 20-30 sene geçmiş vakalardır. Aktüel adına insanlarda oylumlu tıpkı çor yaptığına dair malumat yoktur. Bu konuda çokça tetik davranılması, toplumda pahal noktalara gidecek bazen fikir beyanlarının çokça ayrıntılı süzgeçten geçirilerek rapor edilmesi lazım.” dedi.

Yeşilbağ, Türkiye’üstelik seçkin yıl yüzlerce mihrakta şap vakasına rastlandığı varsayıldığında, bu virüsün çokça sayıda insanda birlikte görülmesi gerektiğini ancak bunun muteber ayrımsız sav olmadığını sözlerine ekledi.

Share: