Cumhur Reisi Erdoğan, AK Parti TBMM Takım Toplantısı’nda konuştu: (2)

Cumhurbaşkanı ve DÜRÜST Fırka Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ” Amasra’daki maden kazası, yürütmesiyle, yasamasıyla, yargısıyla devletin yekpare kurumları yoluyla strateji edilecek. Tek meselenin karanlıkta, tek ihmalin cezasız kalmaması realizasyon edilecektir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM Kol Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, eroin kazalarında hayatını kaybedenlere verilecek maddi desteklerle ilgili adımları kolaylaştıracak benzeri düzenleme için da çalışmaların sürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:

“Kazada hayatını kaybeden madencilerimizin yakınlarına Enerji, İçişleri, Himmet ve Ocak bakanlıklarımız ile sendikamız toplamda 1 milyon 550 bin lira ile 1 milyon 700 bin teklik tutarındaki ödemelere başlamışlardır. Hayatını kaybeden madencilerimizin yakınlarından kamuda işe girme hakkı olanlarla ilişkin süreçler kişi mecrasında ilerlemektedir. Milli Eğitim Bilimi Bakanlığımız bile kazada vefat fail madencilerimizin çocuklarına yetişek hayatları süresince burs verecek ve eğitim bilimi masraflarını karşılayacaktır. Kimsenin en sıradan bire bir şüphesi olmasın ki hayatını kaybeden madencilerimizin geride bıraktıkları aileleri devlete emanettir. Bunun politik istismarı imkânsız ve bu siyasi istismarı yapanları birlikte ben milletime devretme ediyorum.

İktidara gelirlerse işte çocuklarının, hepsinin haklarını vereceklermiş. Ne yaptığımızdan haberi bulunmayan. Soma’da hangi yaptık haberi yok. Soma’dahi hepsini yaptığımız üzere benzeri şekilde tığ başbakanlığım döneminde 1500 ailenin çocuklarını hamdolsun işe yerleştirdik. Tığ bunları yaptık, sen nereden geliyorsun yahu. Bu geriden geliyor. Zaten nal toplamaya alışkın, hala nalça toplamaya bitmeme ediyor.”

Kimseyi aç ve açıkta bırakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, gerekli destekleri verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini söyledi.

“Bizim ulaştığımız yere senin hayallerin da ulaşamaz” ifadesini kullanan Reisicumhur Erdoğan, “Hiçbir madenci yakınımızın yeryüzü hoşur aynı kıygınlık yaşamaması üzere süreci tığ bile yakından izlem ediyoruz, edeceğiz. Kaza raporlarının çıkmasıyla birlikte ihmali tanıdık tek kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağından de milletimiz güvenli olsun.” diye konuştu.

“Dünyanın seçkin yerinde kömür madeni kazaları oluyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın herhangi bir yerinde olduğu gibi Türkiye’bile bile kömür madeni kazalarının yaşandığını ve bunların benzeri kısmında insanların hayatını kaybedebildiğini dile getirdi.

İngiltere’den Fransa’ya, Almanya’dan Japonya’ya, Hindistan’dan Çin’e, Hollanda’dan Kanada’ya, Amerika’dan Rusya’ya kadar rastgele yerde bu kazaların yaşanabildiğini anlatan Erdoğan, şöyle bitmeme etti:

“Bunlar arasında, bazılarına bakıyorsunuz, örneğin Fransa’birlikte 1099 ölümün, Japonya’dahi 687 ölümün, Çin’de 2 bin 388 ölümün, Almanya’birlikte 405 ölümün, İtalya’da 268 ölümün yaşandığı kazalara birlikte tanık oluyoruz. Ülkemizde da sadece araç tutulmaya başlandığı 1930 yılından bugüne 2 bin 14 vatandaşımız maalesef eroin kazalarında martir olmuştur. Üstelik bu rakamlara bilhassa 2000’ler öncesinde yan köşedeki pek haddinden fazla ruhsatsız ocakta yaşanan engebe ve kayıtları aktarılmayan kayıplar karışma değildir. Oldukça mail tarihe şöyle bire bir baktığımızda 1983 Zonguldak’ta 103 ölüm, 1990 da Amasya’üstelik 59 ölüm, 1992’bile Zonguldak’ta 263 ölüm, 2003’te Yozgat’ta 38 ahiret yolculuğu, 2014’te Manisa’üstelik 301 ahiret yolculuğu yaşanan belalar görüyoruz.”

Amasra’daki yaşanan akıbet kazanın ise nispeten efdal beniâdem engebe ortada meydan aldığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim inancımız, bir tane bir insanımızın burnunun da beşer hatasından kaynaklanan sebeplerle kanamasına keyif göstermemeyi emreder. Hele ki birey bahis konusu olduğunda yer oldukça bire bir affımız, yer tezyifkâr bir esnekliğimiz söz konusu imkânsız. Amasra’daki madende hayatını kaybeden beher madencimizin acısını yüreğimizde hissediyoruz. Bunu söylerken birileri üzere sömürme yapmıyor, hamur hissiyatımızı rapor ediyoruz. Onların geride bıraktığı yavrularının, eşlerinin, temel-babalarının, sevdiklerinin yüzündeki skala ve sergiledikleri gösterişli vakfe adeta ömrümüzden dirlik götürüyor. Ama tığ bire bir zamanda, aha burası koskocaman, burası inananlar için çok haddinden fazla koca, kadere inanan insanlarız. Özellikle kaza ve kadere inanan insanlarız. Tabii tespit edilirse suçlunun yakasına yapışacağız. Tabiatıyla sistemde belirlenen eksikler, aksaklıklar varsa giderilmesini sağlayacağız. Bittabi şehitlerimizin geride kalanlarına cümle imkanlarımızla eş çıkacağız. Bunları fayrap etmek hem bulunduğumuz makamın sorumluluğunun gereğidir hem da milletimizle aramızdaki istek bağının bittabi tıpkı neticesidir. On Paralık zahir bilcümle bunları yaparken mukadderata, Rabb’imizin yazgısına de teyit olacağız. Hele biz Müslümanlar için bu olmazsa olmazdır. Yeri geldiği zaman ‘bu ülkenin yüzdelik 99 Müslümandır’ diyor muyuz? Diyoruz. Yüzde 99’u Müslümansa Mütedeyyin kendisine birlikte bunun gereğine imanımız kamu olacak. Ha ama senin İslamla alakan yoksa, Müslümanlıkla alakan yoksa onu elhak biz bıraktık, gittik.

Bu ikisi birbiriyle çelişen değil, umum tersine birbirini bütünler tutumlardır. Yakarış ederken yer çokça kullandığımız ifade ‘hakkımızda iyi olanı istemek’ değil midir? Bize sakıt aklımızın erdiği, gücümüzün yettiği, izanımızın kavradığı sunu iyi, sunma ülküsel, sunma ileri gayreti ortaya koymaktır. Yani tığ ‘esbaba tevessül, gerisi Cenabıhak kerim’ deriz. Sonrası Rabb’imize aittir. Hadisenin lacerem yaşandığı da tamam yerine bilinmiyorken, meseleyi başka taraflara çekenler, hele özellikle işi kader kavramını aşağılamaya kadar vardıranlar gösterişli aynı mecrada ilerlediklerini bilmelidir. Sen inanmayabilirsin, senin bileceğin bir iştir. Amma Erkek Kemal ve avanesi, ego ilçe ve kadere inanç etmiş aynı insanım ve böyle yürüyorum. Bu bizim imanımızın gereğidir. Sende o yoksa bilmem. Tığ, rastgele çatlak olduğu gibi zaman bile sözümüzü milletimize söylüyoruz. Amasra’daki beyaz zehir kazası, yürütmesiyle, yasamasıyla, yargısıyla devletin bilcümle kurumları eliyle izlem edilecek. Tek meselenin karanlıkta, tek ihmalin cezasız kalmaması realizasyon edilecektir.”

“Bu içtüzükle bu işler yürümez”

Meclis Başkanı Mustafa Şentop ile konuştuğu benzeri konuyu de nâkil Erdoğan, “Mösyö Eksiksizlik, önce adamlarına erbap çık.” diye seslendi. Reisicumhur Erdoğan, şunları paylaştı:

“Meclisin kürsüsüne kalkıp dahi çekiçlerle gelip, orada telefon kırmaya yönelmesinler. Bu ahlaki değildir. Bu edebe, adaba terstir. Meclisin edebine dahi adabına üstelik terstir ve siz bunları yapa durun ama ben diyorum kim Parlamento içtüzüğü bir lahzada değiştirilmelidir. Bu içtüzükle bu amal yürümez. imdi eşhas, daha önce olduğu gibi silahla bile dirimlik orada herif öldürürler, çekiçle dirimsel telefon kırar, başkasının kafalarını de kırar. Bunlara eyvallah mı edeceğiz? ‘Doğru mu yapıyorsunuz’ diyeceğiz. Bu milletin parlamentosu bunlara da haddini bildirmelidir. Dünyadan bile ülkemizden da yapılanlardan haberi olmayanları ise hezeyanları ile birlikte bırakıyoruz.”

Milletin bu ülkede kimin elinin hunriz, kimin geçmişinin kirli, kimin yüreğinin nasırlaşmış, kimin domates dolması ve iftira çukurunda debelenip durduğunu haddinden fazla gür bildiğini vurgulayan Erdoğan, “Hakeza ızdıraplı bire bir günde bizi bunları nakletmek zorunda bırakanları kamuoyunun takdirine havale ediyorum. Beyaz Zehir şehitlerimize bire bir defa daha Allah’tan yağmur, yakınlarına başsağlığı, tedavisi süren kardeşlerime ivedili şifalar diliyorum. Rabb’im ülkemizi ve milletimizi gelişigüzel tip kazadan, beladan, afetten korusun diyorum.” sözlerini sarf etti.

(Sürecek)

Share: