69 yıldır elleriyle diktiği yorganlarla teknolojiye direniyor

69 yıldır elleriyle diktiği yorganlarla teknolojiye direniyor

82 yaşındaki balya ustası: ‘Ölene büyüklüğünde yapacağım’

KASTAMONU Kastamonu’de, 82 yaşındaki yatak ustası, 69 yıldır yaptığı yorgancılık mesleğini yaşamak için teknolojiye cebin direniyor.

Kastamonu’birlikte kıpırdak 82 yaşındaki Şerafettin Küçükbulut, 13 yaşında tıpkısı fırında çalışırken simit feda etmek üzere girdiği yorgancıda işe başladı. Yorgan ustalarının halk işçiliğine deste duymaya başlayan Küçükbulut, düğürcük fırınındaki işinden ayrılarak yorgancıda çırak olarak işe başladı. Tahminî 69 sene önce başladığı mesleğini sürdüren Küçükbulut, teknolojiye cebin direnerek umum emeği yorganlarını dikmeye bitmeme ediyor. 69 yıldır kalensöve ve iğnesi ile bedel yapmaya devam eden Küçükbulut, ölene kadar mesleğini sürdüreceğini söyledi.

“Yorganlar benim hoşuma gitti”

Yatak ustalarının maharetinin kendisini yorgancılığa yönlendirdiğini rapor fail Şerafettin Küçükbulut, “İlkokulu Kastamonu Başkomutan köyünde bitirdim. 13 yaşında Kastamonu’ya geldim. Annem dokumacılık yapıyordu. Annemin dokuduğu mendilleri buradaki çarşıda satardım. İplik, oya alır ve köye giderdim. Düğürcük fırınında işe girdim. 3 ay düğürcük fırınında çalıştım. 3 kamer sonraları küsurat simitleri akşam ezanı satarken yorgancıya girdim. Bakınca yorganlar benim hoşuma gitti. Birisi oturmuş yorgan dikiyordu, benim de hoşuma gitti. Oradaki ustaya, ‘beni şakirt alır mısın’ dedim. O üstelik, ‘yarın gel, başla’ dedi” dedi.

” Herhangi Bir zaman ferah hisse senedi yapmayı severim”

Kısa müddet ortamında işi öğrendiğini tabir eden Küçükbulut, “Ben 1 hafta içinde ustadan öğrendiğim gibi yegâne tay döşedim, biricik üstelik tay diktim. Bilcümle kapının karşısına astım. Patron şöyle aynı baktı, ‘şu yorganı bir indirir misin’ dedi. İndirdiğimde, ‘bu yorganı kim dikti’ dedi. Idareci yorganı benim ellerim dikti dedim. ‘Sen bana gelmeden bu işi öğrendin değil mi’ dedi. Bana bir yüzük oyunu, ayrımsız de iğne verdiniz, yüksüğü parmağıma taktım, iğneyle de bedel diktim dedim. ‘Sen gani bir yordamlı olacaksın’ dedi 3 yıl sonra ondan ayrıldım, ayrıksı tıpkısı ustanın yanına gittim. Henüz sonradan İstanbul’a gittim ve orda çalıştım. 1958 yılında önceki dükkanımı oraya açtım. Ben 1958 den beri bu mesleği yürütüyorum, herhangi bir antlaşma dolgunca aksiyon yapmayı severim ve müşterilerime yakarış ederim” diyerek konuştu.

“Bu yorganlar el emeği, ayn nurudur” ifadelerine vadi veren Şerafettin Küçükbulut, “Makineye oturur dikersin, zir atölyeye inersin içerisine daha çok iğ, yün koyarsın. Ondan sonradan onu balya haline getirirsin, sonra tezgahın üzerine çıkıp yorganı dikmeye başlarsın. Yorganı diktikçe balya kendini gösterir, denktaş evet. Bu deliği görmezse yorgan haline gelemez. 13 yaşından beri ben mesleğe mücahede veriyorum. Emeğim anlamsız gitmemiştir. Bu dükkan benimdir. Ben bunu iğne ve elime taktığım kalensöve ile mülk kazanarak aldım. Evimi aldım, çoluk çocuğumu evlendirdim. Mesleğe ölene büyüklüğünde devam edeceğim. Allah’ım ne zaman huzuruna çağırırsa o ahit bırakırım. Elan sonradan benzeri mesleği eden oğlum dirimsel, bu mesleği devam ettirir” şeklinde konuştu.

Share: