İSTANBUL’DA HUSUSI GEREKSİNİMLİ ÖĞRENCİLER İÇİN ETKİNLİK

3 Boşluk Dünya Engelliler haset zımnında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, Ataşehir’de bulunan Zübeyde Bayan Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü’nde etkinlik düzenlendi. Programa Milli Terbiye Bakan Yardımcısı Osman Sezgin, İstanbul Milli Eğitim Bilimi Müdürü Uzun Musannif, hususi yetişek gereksinimli öğrenciler, öğretmenler ve veliler katıldı. Etkinlikte, hususi eğitim bilimi gereksinimli öğrenciler ve öğretmenler vasıtasıyla şiirler okundu, dans edildi, şarkılar söylendi.

Milli Eğitim Bilimi Bakan Yardımcısı Osman Sezgin, ‘Batının eğitim tarihine baktığımız ahit, Arthur Schopenhauer’ın tıpkı kuramı var adı ‘Yaradılıştan suçlular’ yani aynı eş evet doğuştan suçlu evet bile değildir. Anadan Doğma başı yerde olanları eğitmek cins değildir. Onları toplumdan sürüp derk etmek lazım diyorlar. Yani tıpkısı anlamda pesimist tıpkı zihin var. Dolayısıyla bu pesimist anlayışın bilgili olduğu aynı garp kültürü onun doğurduğu tıpkısı mağrip medeniyeti ve onun oluşturduğu global ekin var. Bu toptan hars vicdan yaparak özürlü vatandaşların toplumdan uzaklaştırılmasının insancasına olmadığını görünce onlarla ilişkin benzeri ahit oluşturmayı esas almış ve 1992 yılında Konfedere Milel Engelliler Günü ayrımsız ahit buluş etmiş. Şu konuda teşekkürname ediyorum ‘doğuştan suçlular’ diye niteleyerek o insanları toplumdan uzaklaştırdıkları bir anlayıştan bugün onlarla ait bir periyot icat etmeye süzülmek tıpkısı terakkidir bu yönüyle teşekkürname ediyorum” dedi.

‘GEÇMİŞTE ÖZEL İNSANLAR İÇİN YERLER KURMUŞ, MUSİKİ İLE TEDAVİ ETMİŞİZ”

Icra Vekili Yardımcısı Sezgin, Milli Yetişek Bakanı Mahmut Özer’in ‘meslek okullarında, cömertlik teşkilatını kat sayı alıyoruz’ sözlerine atıfta bulunarak ‘Bizimde bugün ecdadımızdan eş alarak söyleyeceğimiz sözler var. Kişi kültürümüze baktığımız zaman ilk insana bakışı bağışlamak lazım. Bizim kültürümüz insana bakarken özürlü evet birlikte açıkça diye niteleyerek ayırmaz. Tek ayrım yapıp ötekileştirmeden bütün insanları eşref-i yaratıklar kabul haysiyet. Eşref-i yaratıklar almak var olan varlıkların sunma şereflisi demektir. Bende, down sendromlu olanlarda, gözsüz olanlarda hepimiz bedel varlıklarız. Bizim kültürümüzde deli kelimesi haddinden fazla beş altı kullanılır onun adına mecnun deriz. Onlar Allah’ın emanetidir denilir ve dışlanmaz. Nereye giderlerse esas köşeye oturturlar. Anadolu insanın böyle bire bir şefkati ve merhameti vardır. Anadolu insanın bu şefkati yardımıyla bugün dünyanın hayali edemediği yerler kurmuşuz. Özel insanları müzik ile otama etmiş. Gıdalarına dikkat etmiş ve sülün etiyle beslemişizdir. Edirne’de, Amasya’da ve çıktı sayamayacağım bir nice yerde garp toplumdan engellileri dışlarken tığ tedavisini yapmışız, nedeniyle böyle tıpkı kültürün içerisinde bugünkü yaptığımız neşelilik bizim retrospektif Konfedere Milletler ‘in aldığı aynı kararla değil özümüzde ve kültürümüzde var olan adamlık anlayışını sunmuştur” diye niteleyerek konuştu.

Share: