Edirne’yi turlayan turistler, saray mutfağına hayran kaldı

TÜRKİYE’ye gemi seyahatiyle mevrut, aralarında ABD’li, İngiliz ve Kanadalıların bulunduğu 12 kişilik grup, Osmanlı saray mutfağı lezzetlerini hissetmek amacıyla Edirne’ye geçerek gezdi. Badem ezmesi, bademli kurabiye, helva ve peynir gibi lezzetleri tadan turistler, yemeklere hayran kaldıklarını söyledi.

Gemiyle Türkiye’ye vasıl ABD’li, İngiliz ve Kanadalıların bulunduğu 12 yabanlık seyyah grubu, önceki adına İstanbul’a uğradı. Buradan Osmanlı’dan kalma tarihi lezzetleri istihbar etmek için Edirne’ye gelen kafile, geçmiş yerine kent merkezindeki hisse senedi yerlerinde badem ezmesi, helva, kavala kurabiyesinden yedi. Kafileye, elan sonraları restoranda Edirne saray mutfağından bugüne uzanan yemekler sunuldu. Misafirlere Edirne peynirleri tabağı ve ekşimikli biber, Sefarad mutfağından koruklu zeytinyağlı bamya, gümüş varak sarması, imambayıldı, ballı gemici böreği, tava göğüs, domatesli pirinç pilavı, sebzeli kuzu kağıt kebabı ve aşure izzetüikram edildi.

‘BU KADİM HARS ONLARI HADDINDEN FAZLA ETKİLİYOR’Kokartlı delil Ayşem Erginoğlu, kafilenin ziyaret amacının hem Osmanlı mutfağını hem de Türk kemirmek kültürünü fark etmek olduğunu kaydederek, “Esasta buraya vürut sebepleri ağırlıklı kendisine çarkıt Osmanlı mutfağı ve yemek kültürü. Hem bu kültürü karakterize etmek hem dahi İstanbul ve Edirne’nin tarihi bölgelerini gitmek. Çokça hoşlarına gidiyor Edirne. Hem Kanada hem da Amerika’bile haddizatında zaman, diye tanıttıkları madde; arz çokça 300 almanak. O nedenle burasının kadim kültürü onları tahammülfersa etkiliyor. Zait bu kültürün geldiği yerler ve birleştiği noktalar bile başka iptila konusu oluyor” diye konuştu.’İMAMBAYILDI İSMİNE HADDINDEN FAZLA ŞAŞIRIYORLAR’Türk yemeklerinin isimlerinin de ziyaretçilere enteresan geldiğini ve rabıt çektiğini belirten Erginoğlu, “Bilfarz onlara Türk yemeklerini tanıtırken çok şaşırabiliyorlar. İmambayıldıyı çevirince ‘Neden bayılmış?’ sorusunu soruyorlar. Ben bile ‘Tadı çokça hoşuna gitmiş’ diye anlatmaya çalışıyorum. Esasen bizim saray mutfağından ayrımsız yemeğimiz henüz var, ‘hünkar beğendi’. O dahi buna benzer. Bunun kabilinden bizdeki aşındırmak isimlerinin bile bu anlamda ilginç olduğundan bahsediyoruz ve onların dahi çok ilgisini çekiyor” dedi. ‘GASTONOMİ ŞEHRİ OLMAMAMIZ İÇİN HİÇBİR ILLET YOK’

Yaklaşık 30 yıldır Edirne mutfak kültürünü ve yemeklerini araştıran Müşerref Gizerler da amaçlarının, kenti gastronomi şehri haline gelmesine yardım uydurmak olduğunu söyledi. Osmanlı saray mutfağının kafa noktasının Edirne olduğunu kaydeden Gizerler, “Edirne mutfağı haddinden fazla entelektüel ve musaffa tıpkısı mutfak. Türk mutfağının Itidalli Asya ve Anadolu eksenindeki etkileşimleriyle zenginleşmesinden bilahare 14’üncü yüzyılda Edirne’nin fethiyle Rumeli’ye geçişi var. Rumeli’ye geçince Rumeli ve Balkan gelenekleriyle tanışan aynı aş damı kültürü zımnında bu zenginlik benzeri adım henüz kalık ve senteze dönüşmüş. Osmanlı saray mutfağı, İstanbul saray mutfağı ile anılır ama başlangıcı Edirne’dir. Bu şımarıklık bile bölgedeki ayrımlı kültürlerin üstelik mutfağa katkısıyla olmuştur. Dolayısıyla Edirne’nin gastronomi şehri olmaması için tek hastalik bulunmayan, bu nedenle çokça organize olmalıyız. Yemeklerimizin restoranlarda daha çok vadi alması, hususi lezzetleri ve tatlılarıyla meydan alıp dünyaya lansman noktasına gelmeliyiz. Gerçekten da aynı öğün aldığımızı düşünüyorum” diye konuştu.

Share: